Kadın İşsizlik Oranı İşsizlik, ekonomik gelişmişlik düzeyinin ve toplumsal refahın önemli göstergelerinden biridir. Özellikle kadın işsizlik oranlarındaki artış, ekonomik gerilemeler ve toplumsal cinsiyet eşitsizlikleri ile yakından ilişkilidir. Türkiye’de kadın işsizlik oranları, ekonomik dalgalanmalar ve toplumsal faktörlerden etkilenerek zaman içinde değişim göstermiştir.
Kadın İşsizlik Oranlarının Tarihsel Seyri
1990’lı yılların başında kadın işsizlik oranı %8,5 seviyesindeyken, 2001 ekonomik krizinin ardından bu oran %7,5’e yükselmiştir. 2008 küresel finansal krizinde ise kadın işsizlik oranı %14,3’e çıkarak önemli bir artış göstermiştir. Pandemi süreciyle birlikte 2020 yılında bu oran %14,9’a ulaşmış, 2023 yılında ise %12,7’ye gerilemiştir. Bu veriler, ekonomik krizlerin ve belirsizliklerin kadın işsizlik oranları üzerinde belirgin etkiler yarattığını göstermektedir. citeturn0search4
Ekonomik Gerilemenin Kadın İşsizlik Üzerindeki Etkileri
Ekonomik gerilemeler, genellikle istihdam olanaklarını kısıtlar ve işgücü piyasasında rekabeti artırır. Kadınlar, erkeklere kıyasla daha kırılgan gruplar arasında yer almakta olup, ekonomik kriz dönemlerinde işgücü piyasasında daha olumsuz etkilenmektedirler. Bu durumun temel nedenleri arasında;
- Sektörel Dağılım: Kadınların yoğun olarak istihdam edildiği hizmet ve perakende sektörleri, ekonomik dalgalanmalara daha duyarlıdır.
- Kayıtdışı İstihdam: Kadınların yüksek oranlarda kayıtdışı istihdamda yer alması, iş güvencesi ve sosyal haklardan yoksun olmalarına neden olur.
- Toplumsal Cinsiyet Rolleri: Kadınların ev içi yükümlülükleri ve toplumsal beklentiler, işgücü piyasasına katılımlarını sınırlayabilir.
İşgücüne Dahil Olmayan Kadınların Artışı
Pandemi sürecinde, işgücüne dahil olmayan kadın sayısında belirgin bir artış gözlemlenmiştir. 2021 yılında işgücüne dahil olmayan 32,1 milyon kişinin 1,69 milyonu kadınlardan oluşmuştur. Bu durum, kadınların iş aramayıp işbaşı yapmaya hazır olmayan kişiler kategorisine girmesiyle açıklanabilir. Ekonomik belirsizlikler ve kısıtlamalar, kadınların işgücü piyasasından çekilmesine yol açmıştır. citeturn0search8
Kadın İstihdamındaki Düşüşler
Kadın istihdam oranları, özellikle yükseköğretim ve ortaöğretim mezunu kadınlarda belirgin düşüşler göstermektedir. Örneğin, yükseköğretim mezunu kadınların istihdam oranı %67,7’den %46,7’ye gerilemiştir. Ortaöğretim mezunlarında ise bu oran %38,9’dan %10,2’ye düşmüştür. İlkokul mezunu kadınlarda ise istihdam oranı ilk çocuktan sonra %16,7’den %4,3’e inmektedir. Bu veriler, kadınların istihdam piyasasındaki kırılganlığını ve ekonomik gerilemelerin cinsiyetler arası etkilerini ortaya koymaktadır. citeturn0search7
Sonuç
Kadın işsizlik oranlarındaki artış, ekonomik gerilemeler ve toplumsal cinsiyet eşitsizlikleriyle doğrudan bağlantılıdır. Ekonomik krizler, kadınları daha fazla etkileyerek işgücü piyasasında dezavantajlı konumlarına yol açmaktadır. Bu durum, kadınların ekonomik ve toplumsal hayata katılımlarını olumsuz yönde etkilemekte, refah seviyelerindeki eşitsizlikleri derinleştirmektedir. Kadınların işgücü piyasasındaki durumlarını iyileştirmek için;
- Politikalar Geliştirilmelidir: Kadın istihdamını teşvik edici ve koruyucu politikaların oluşturulması, ekonomik dalgalanmalara karşı dayanıklı bir işgücü piyasası yaratacaktır.
- Eğitim ve Beceri Gelişimi Desteklenmelidir: Kadınların niteliklerini artıracak eğitim programları ve beceri geliştirme fırsatları sunulmalıdır.
- Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Sağlanmalıdır: Kadınların işgücü piyasasındaki eşitsizliklerini gidermek için toplumsal cinsiyet eşitliği odaklı stratejiler uygulanmalıdır.
Bu adımlar, kadınların işgücü piyasasındaki konumlarını güçlendirecek ve ekonomik refahın daha adil bir şekilde dağılmasına katkı sağlayacaktır.
News
